
Mektebim Okulları’ndan adını vermek istemeyen bir yönetici şaibeli konkordato ve iflasından önce yandaş Ethem Sancak’ın okula gelerek okul mallarına el koyduğunu, velilere alması için baskı yapılan kitapların piyasadan toplatıldığını ve işçilerin ücretlerinin ödenmediğini anlattı.
AKP’li Ümit Kalko’ya ait Ümit Eğitim A.Ş. önce konkordato ilan etmiş, sonra da iflasına karar verilmişti. Ümit Kalko’ya ait bazı kampüslerin Mektebim Okulları tarafından SNM Group’a franchise edildiği söylense de Ümit Kalko’nun SNM Group Yönetim Kurulu üyeliği 2018 Kasım ayında sonlandırılmış durumda. Yani okulun konkordato ilanından yalnızca birkaç gün önce.
Mektebim Okulları’nın bir yöneticisi de isminin saklı kalması kaydıyla okulun kapatılması ve yaşanan hak gasplarına ilişkin yeni detaylar aktardı.
Konkordato ilanı öncesinden Kalko, mal varlıklarını elden çıkardı
“Yönetimden kimsenin konkordatodan haberi var mıydı?” diye sorduğumuzda “Kesinlikle yoktu. Çarşamba günü sabahı, yani her şeyin ayyuka çıktığı gün haberimiz oldu,” yanıtını aldık.
Yönetici, Ümit Eğitim A.Ş. ile SNM Group’un aynı kişiye yani Ümit Kalko’ya ait olduğunun altını çizerek “SNM dediğimiz de zaten eşinin adı, Senem yani,” dedi. Konkordato ilanı öncesinde Kalko’nun hazırlık yaptığını ise şu cümlelerle ifade ediyor:
SNM Group’ta şunu yapmışlar: Kendi akrabaları içerisinde birçok şeyi dağıtmışlar zaten. Olayın birkaç ay öncesinden bildikleri için bütün varlıklarını sağ soldaki hısmına, akrabasına dağıtmış, kendi üstünde bir şey kalmamış. Yoksa bu adam trilyonluk adamdı.
Binayı kendi yaptı, kendi sattı, kendi kiraladı
Yönetici, Keçiören Kampüsü’nün Kalko tarafından müteahhite yaptırıldığını, müteahhit bitirdikten sonra binayı başka birisine sattığını, sonra da 12 yıllığına yine kendi grubu olan SNM Group’un kiraladığını aktararak “Bir sahtekara bir okul emanet edilmiş.” dedi.
Okul binasının iskanı yok
Keçiören Kampüsü’nün yanı sıra Mersin, Kütahya ve Ankara’daki kampüsleri de aynı inşaat şirketinin yapmış olduğu aktaran yönetici, “Eğer 10 bin lira vermesi gerekiyorsa, 2 bin lirasını vermiş, ‘Sonra vereceğim’ vaatleriyle 10 kampüsü yaptırmış bir şahıstan bahsediyoruz” dedi. Yönetici, Kalko’nun borcunu ödemediği için okulu yapan inşaat şirketinin iskanını vermediğini, bu nedenle de okula doğal gaz bağlatılamadığını belirtti. Yönetici, “Binaya sahip çıkan müteahhitler. Yoksa alacaklar binayı yakıp yıkacaktı” diyor.
“Okul idarecileri bile kandırıldı”
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen müfettişlerin de çaresiz kaldığını belirten yönetici, müfettişlerin “İskanı olmayan bir binaya neden doğal gaz izni verildi? Neden açılış işlemleri yapıldı? Neden e-okul, neden MEBBİS gibi şeyler verildi” diye sorduğunu aktardı. Yönetici, Ankara İl Milli Eğitim’in, ruhsatı veren ve takibini yapan müfettişe de “İskanı olmayan binaya sen nasıl açılış ruhsatı verdin” denilerek bir soruşturma açıldığını aktardı ve “Belli ki dosya elden takip edilmiş. Tanıdık vasıtasıyla hızlandırılmış belli ki” dedi. Okulunun iskanının olmadığını bilmediklerini ekleyen yönetici, kendilerine her şeyin “Tamam” olduğunun söylendiğini belirterek “Açık söyleyeyim okul idarecileri bile kandırıldı” dedi.
Kalko, Sancak Group’u da dolandırdı
Yöneticinin anlattığına göre Kalko yalnızca velileri ve kampüste çalışan işçileri değil aynı zamanda Sancak Group’u da dolandırmış durumda. Okula alınan teknolojik cihazların Ümit Kalko’nun ağabeyi Yusuf Kalko tarafından alındığını belirten yönetici, şunları aktardı:
Eğer bilgisayarın parası bin liraysa 3 bin lira gibi bir fiş kesiliyor. Bu fiş Sancak Group’una yansıtıyor Ümit Kalko, alacağı 1’ken, Sancak Group’tan 3 alıyor. En büyük darbeyi Sancak Group’u yedi de sırf Mektebim olduğu için sesini çıkaramıyor, kendi unvanını kötülememek için.
Ethem Sancak okula gelip mallara el koydu
Ümit Eğitim Kurumları’nın 4 sene önce piyasaya çıktığını, “Mektebim” ismini bulanın Ümit Kalko olduğunu belirten yönetici, “Kafasında 100 okul projesi vardı bu adamın. 100 okulu açmak istiyor, şuanda zaten 70’e kadar gelmişlerdi. Maddi gücü kendi bünyesinde 11 tane okul açmaya el verdi. 11 tanesini kendi üzerine yaptı ve açtı. Geri kalan kısımlarının hepsini Sancak Group’undan maddi destek alarak yaptı. Sancak Group’u da verdi tabii paraları, fakat tüm alacaklar ortaya çıktı şimdi tabiri caizse gırtlağına çöktü, aldı alacağını. Alamayınca da Keçiören gibi, Kütahya gibi okullardaki mallara el koydu” dedi. Yönetici sözlerine şöyle devam etti:
Sancak Group’unun ilk yaptığı şey zaten okuldan kendisini çekmek oldu. Belliydi zaten gidişatı, gördüler. Ethem Sancak geldi. 29 Ekim’de geldi okula 10 dakika durdu “Belliydi gidişatı” dedi ve gitti. Teknolojik malzemeleri kamyonlara yükledi. Aldı diğer kampüslerine dağıttı. Bir nevi Sancak Group’u kendi alacaklarını bu şekilde tahsil etmeye çalıştı ama yüzde 1’i bile etmiyor bu götürdükleri. Çünkü okulun bina kısmının kime ait olduğu belli değil, inşaatçı firmaya trilyonlarca lira borç yapılmış. İçerideki ustaya kadar herkese borcu olan bir şahıstan bahsediyoruz.
Öğretmenlere ise geçmiş maaşlar elden verildi: “Siz sesinizi çıkarmayın”
Okulun kapatılmasının ardından temizlik, danışma, kayıt personellerinin ödenmeyen ücretlerini almak için aradığını aktaran yönetici “Ümit Kalko denilen şahıs tek bir yanıt veriyor, ‘İstediğiniz yere dava edin, benim üstümde tek kuruş kalmadı, hiçbir şey alamazsınız’ diyerek dalga geçiyor” dedi.
Kapatılan kampüsün öğretmenlerine “12 ay sizin maaşınızı vereceğiz, siz sesinizi çıkarmayın, süreç devam ediyor” denildiğini aktaran yönetici, öğretmenlerin maaşlarını ekim ve kasım ayı maaşlarını elden aldıklarını belirtti. Yönetici, maaşların bankadan yatırılmamasına ilişkin “En büyük sıkıntı burada. Müfettişler burayı kurcalayacak gibi. Normalde sigorta karşılığı bankaya yatması, bankadan taahhütleşilmesi gerekiyor. Öğretmenler neden elden almaya yanaştılar bilmiyorum. Fakat daha bir sıkıntı var ki öğretmenlere vaat edilen 12 aylık maaşlar kesinlikle verilmeyecek, 2 ay veya 3 ay verilir, ondan sonra ‘Sen sağ ben selamet’ derler” dedi.
Ücretleri ödenmeyen işçiler ya kapıdan çevriliyor ya gözaltına alınıyor
Yönetici, geçtiğimiz günlerde okulda temizlik görevlisi bir kişi alacağını tahsil etmek, muhatap bulabilmek için kampüse gitti fakat kapıdan içeriye alınma. Yönetici, temizlik görevlisinin doğal gazının kesildiğini ve iki çocuğuyla birlikte soğukta oturduğunu, neredeyse psikolojik sorunlar yaşayacak noktaya geldiğini belirtti. Okulda çalışan 7 işçi de benzer mağduriyeti yaşıyor.
Ayrıca ücretlerini alabilmek için çatıya çıkan işçiler de oluyor. Yöneticinin belirttiğine göre 130 bin TL alacağı olan bir sıvacı, bir başkası ise boyacı ve okulu komple boyamış, 60 bin TL alacağı var. Yöneticinin aktardığına göre konkordato ilanının hemen ertesi günü bir işçi Batıkent Kampüsü’nün çatısına çıkarak ödenmeyen ücretlerini istedi. İşçi indirildi fakat ücretler hâlâ ödenmiş değil ve tahsil edebilmek için okula geldiklerinde polis derdest edip gözaltına alıyor. Ekip arabası sürekli kapıda oluyor. Okuldaki güvenlik de iki katına çıkarılmış durumda ve veliler dahi okuldan içeri alınmıyor çoğu zaman.
“Daha önceden planlanmış, danışılmış”
“Kalko müfettiş soruşturmalarından kaçabilmek için bir önlem aldı mı sizce” sorumuza ise yanıt “Kesinlikle almıştır hatta İstanbul’da 40 tane korumayla gezdiği söyleniyor korkusundan. Kalko’nun eşi de avukat. Avukat olduğu için bu süreç daha önceden planlanmış, danışılmış. Yasal bir süreçle adama yaklaşamıyorsunuz” oldu.
Veliler 15 bin TL ile 18 bin TL arası zarara uğratıldı
Velilerin yüzde 40’ının kayıt ücretlerini ihtiyaç kredisine başvurarak, eğitim kredisi çekerek peşin ödediğini ya da kredi kartıyla taksit yaptığını aktaran yönetici “Bu şahıslar çok sıkıntılı. Mağduriyetlerin giderilmesi gerekiyor. Senetli olanlarda bir sıkıntı yok. Çünkü senetli olanlardan karşılığını almayacağını söyledi Sancak Group ama öbürlerinin muhatapları yok. Çünkü Ümit Kalko’nun hesabına aktarılmış paralar, o da şuanda zaten konkordato ilan ettiği için hiçbir şey alamıyor veliler. Elleri mahkum bir şekilde, zorunlu bir şekilde diğer kampüslere gitmek zorunda kalıyorlar. Evinin yakınındaki okula değil de 30 kilometre ilerideki bir okula gitmek zorunda kalıyorlar” dedi.
Velilerin ortalama 10 bin TL kayıt, 2 bin TL kitap, 3 bin TL yemek ve 500 TL giysi parası verdiğini belirten yönetici “Herhangi bir veli 15 bin ile 18 bin TL arasında zarara uğramış durumda” dedi.
Mektebim piyasadan toplatılan yayınları kullanıyor
Mektebim Okulları’nın kullandığı materyallerin niteliğini sorduğumuzda ise yönetici, “Kullandığı yayınlar genelde başka yayınlar, bu yayınlara kendi logolarını basıyorlar. Kendileri de itiraf ediyor ‘Bizim çok eksiğimiz var’ diyorlar, daha iyi yayınlar olduğunu kendileri de söylüyorlar. Çok yaygın bir yayın değil. Hatta bir ara piyasadan toplatılan SET Yayınları vardı, geçen seneki yayın güncellemesi yapılmamıştı. O yayınlar dağıtıldı. Mektebim o yayınlar ucuz olduğu için onları dağıtıyor. Dışarıda ise bu yayınlar toplatılıyor. Hiçbir yayıncı, kırtasiyeci, satıcı firma SET Yayınları’nın yüzüne bile bakmıyor” dedi.