
Mektebim Okulları’nın kurucusu Ümit Kalko’ya ait Ümit Eğitim A.Ş. önce konkordato ilan etti, daha sonra iflasına karar verildi. Konkordato ilanıyla kapatılan Mektebim Okulları Keçiören Kampüsü’nde çocuklarını okutan Palavaroğlu Ailesi konkordatodan önce okul eşyalarının taşındığını, kimsenin ailelere bilgi vermediğini belirterek olayın dolandırıcılık olduğunu kaydetti.
Mektebim Okulları’nın kurucusu Ümit Kalko’ya ait Ümit Eğitim A.Ş. Kasım 2018 yılında önce konkordato ilan etti, daha sonra mahkeme iflasına karar verdi. AKP’ye üye olmasıyla ve Silivri Belediye Başkan adaylığına hazırlanmasıyla gündeme gelen Ümit Kalko’ya ait şirketin hisselerinin yüzde 55’i de kendi ifadesiyle “Erdoğan’ı gördükçe aşık olan” Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Sancak Grup’a aitti. Geriye kalan hisselerin yüzde 30’u Gelişim Eğitim Danışmanlık’a, yüzde 10’u Ümit Kalko’nun ağabeyi Yusuf Kalko’ya, yüzde 5’i ise Mektebim Okulu’na aitti. İlerleyen süreçte Ümit Kalko ile Sancak Grup’un yolları da olaylı bir biçimde ayrıldı. (Bu ayrı bir haber konusudur.)
Konkordato sonrası okullar adına” kimsenin mağdur olmaması için gereken adımları attıkları” açıklaması yapılırken, Mektebim’de çocuklarını okutan Palavaroğlu ailesinin Sendika.Org’a anlattıkları ise yapılan açıklamaların bir yalandan ibaret olduğunu gösterir nitelikte. Palavraoğlu ailesi, okulun konkordato ilan etmeden çok önce sessiz sedasız boşaltılmaya başlandığını, bunun ailelerden gizlendiğini; bununla birlikte okulda öğretmen ve işçi olarak çalışanların aylardır maaşlarını alamadıklarını anlattı.
29 Ekim töreni sırasında okulun eşyaları kamyonlara yüklendi
Okulun açıldığı günden beri doğalgazının olmadığını belirten Mahir Palavaroğlu, “Bugün yanacak, yarın olacak” diye oyalandıkları sırada Mektebim’in konkordato ilan etmeden önce kapatma hazırlıklarında olduğunu söyledi. Mahir, “Okulun kapanmaya doğru gittiğini, fakat resmi bir açıklaması olmadığı için de içimizdeki umudu karartmak istemiyorduk. Kampüs Müdürü bize ‘Asla böyle bir şey yok, eğitimimiz devam edecek. Sadece ortaklar arasında bir anlaşmazlık var. O anlaşma çözülüp her şeyimiz devam edecek’ diyerek velilerin de gazını alıyordu” dedi. Başka bir okul yöneticisi ise “Net bir şey yok ama şuanda rahatsız olunacak bir şey de yok” dedi.
Palavaroğlu, sözlerine şöyle devam ediyor:
Ne zaman ki 29 Ekim töreninde okuldan kamyonlarla malzemelerin boşaltıldığına biz şahit olduk, okuldan bir yetkiliyle görüştüm, “Abi hiçbir şey diyemiyorum ama bu süreç iyi bir süreç değil” dedi. Bu malumun ilanıydı. Ondan sonra da zaten fazla uzatmadılar.
Bir kampüs müdürünün diğer kampüs müdürü ile dedikleri birbirini tutmuyor
Çocuklarını okula götürdüğü sırada okulun kapatıldığını öğrendiğini belirterek “Direkt yapılan açıklama bu” dedi ve daha öncesinde buna ilişkin herhangi bir duyuru, bilgilendirme yapılmadığının altını çizdi. Velilerin okulun önünde toplanması üzerine okul yönetimi velileri Batıkent ve Mamak’ta bulunan kampüslere yönlendirdi ve çocukların servis ücretlerinin okul tarafından karşılanacağını taahhüt etti. Fakat burada da başka bir sorunla karşılaşıldı. Batıkent Kampüsü’nde muhasebeden sorumlu Dilek Hanım, “Ödemeleriniz Mektebim Kurumu’na yapıldıysa çocuklarınızı bize verebilirsiniz. Servis konusunda bir bilgimiz yok” dedi.
Oysa okul kayıt parası için kredi çekenlerin bazılarının ödemelerinin SNM Group’un hesabına, bazılarının ise Mektebim Okulları’nın hesabına yatmıştı. Kalko’nun SNM Group’taki üyeliği 7 Kasım 2018’de notere tasdikledilen Yönetim Kurulu kararına göre Yönetim Kurulu üyeliği sonlandırılmış durumda. Bununla birlikte Kalko’nun Mektebim Okulları’ndaki Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi ise devam ediyor.
“70 tane kampüsü olan kurum bir okulu ayakta tutamıyorsa çoktan batmıştır”
SNM Group’un Mektebim’den franchise aldığını okulun kapanmasının ardından öğrendiklerini aktaran Palavaroğlu, “Mektebim’den bağımsız değil, aynı kişi. Biri Ahmet’se diğeri Mehmet. Aynı ananın babanın çocukları” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
Biz bu olayın organize bir dolandırıcılık olduğunu düşünüyoruz. Sadece tabela firması kurulmuş, okulun franchise’ını vermişler. İki ay içerisinde hiçbir eğitim öğretim verilmeden, 1 liralık doğalgaz yakılmadan bizleri dolandırıp gittiler. Okulun batma kısmına gelince. Türkiye genelinde 70 tane kampüsü olan bir kurum, bir tane okulu ayakta tutamıyorsa o 70 tanesi daha önceden batmış demektir. Franchise olayı bana sağlıklı gelmiyor, danışıklı dövüş olduğuna inanıyorum. İşin her boyutunda bir dolandırıcılık vardır ama demek ki artık bu okullara yansıdı, Mektebim’e yansıdı. Mektebim de en güzel kolay para kazanma yolunun böyle olduğuna inandı. Çizgisinde de devam ediyor.
“Ne verirsen gel, karşılığını alamayacaksın” politikası
Okulun herhangi bir ücret politikasının olmadığının altını çizen Palavaroğlu, şunları söyledi:
Rakamlar net. Yıllık kaydı 30 bin TL’yse indirimleri uyguluyor, “22 bin TL’ye düştüm” diyor. Onun karşısındaki kolej sezon başında 19 bin liraya düşüyor. Bu rakamlar bize çok ağır geldi, iki tane çocuk okutuyoruz ve bu iki çocuğun, okul kaydı hariç kitap, kırtasiye, üniforma maliyeti de var. Velilerle yaptığımız toplantıda şunu gördük: Ben 10 bin liraya Ağustos 2018’de yaptırmışım. Mart ayında “Erken kayıt, ucuz yaparım” deyip 13,5 bin liraya yaptırmış. Eylül ayında 5 bin liraya. Aradaki aylarda 8 bin liraya, 13 bin liraya yaptırmış. Asla bir ücret politikası olmayan, “Ne verirsen gel, karşılığını alamayacaksın” mantığıyla hareket edilmiş.
Yönetim okulun kapatılacağından haberdar ama…
Okulda doğalgazın olmadığını anımsatan Palavaroğlu, “Bu kurumun cebinden tek bir kuruş harcadığını düşünmüyorum. O sobaları bile Allah bilir öğretmenler alıp koymuştur oraya” dedi ve şöyle devam etti:
Hatta okulun kapatıldığının ilan edilmesinden birkaç gün önce bile velilere çocuklarının kitaplarını almaları yönünde baskı yapıyorlardı. Kitapsız çocukların sınıfta ders işleyemeyeceğini, kitapların bir an önce alınması gerektiğini söyleyip duruyorlardı.
Palavaroğlu’nun bahsettiği her kitap seti 2 bin TL değerinde. 125 öğrencinin olduğu düşünüldüğünde okul yalnızca bu kitaplardan 250 bin TL gelir elde etmiş durumda.
“Keçiören Milli Eğitim Müdürü, Mektebim’in avukatlığını yaptı”
Keçiören İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayhan Işık da okulun kapanması ile birlikte okula gelenlerin arasında. Kampüs Müdürü ile yaptıkları görüşmenin ardından velilere “Mektebim okulları burayı franchise olarak vermiş. Verdiği kişi yükümlülükleri yerine getirememiş. Bu anlamda da Mektebim kendi ismini korumak adına okuldan çekilmiş” dedi. Palavaroğlu, Işık’ın yaptığı açıklamaya ilişkin şunları söyledi:
“Çocuklarımızı Mektebim diye bu okula getirdik. Biz bilmeyiz franchise mıdır değil midir? Tabelada Mektebim yazıyor, görüyorsunuz” dedik. “Evet franchiselarda isim hakkı var” falan deyip olayı kapatmaya çalıştı. Aslında yaptığı tek şey şuydu: Çok güzel Mektebim’in avukatlığını yaptı. Orada “Arkadaşlar biz bu işin peşindeyiz, biz gerekli her türlü yaptırımları yapacağız. Gerekirse okullarına müdahale edeceğiz. Sizin haklarınızı savunacağız” demedi.
Öğretmenlerin ve işçilerin ücretleri aylardır ödenmedi
Okulun kapanmasının ardından 6 öğretmen Batıkent Kampüsü’nde görevlendiriliyor fakat geriye kalan 15’i ise açıkta kalıyor. Palavaroğlu, okulda çalışan öğretmenlerin ve işçilerin de ücretlerini alamadıklarını belirtti. Palavaroğlu, Okulun öğretmenlere “Siz gidin, istediğiniz yerde çalışın. Biz sizin tüm yıl için mağduriyetinizi gidereceğiz” dediğini aktardı. Kapatılan kampüste görev yapan bir öğretmene “Bu adamlar sizin 2 aylık maaşlarınızı ödeyemediler. Siz inanıyor musunuz dönem sonuna kadar çalıştırmadığı insana para verecekler?” sorusunu yönelttiğini, öğretmenin ise “Asla inanmıyorum. Bugüne kadar yalanla geldik, yalanla da devam ediyoruz” dediğini aktardı.
Ücreti ödenmeyen bir işçi çatıya çıktı
Palavaroğlu, Keçiören Kampüsü’nün kapanmasının ardından gittikleri Batıkent’te karşılaştıkları manzarayı ise şu sözlerle anlattı:
Okula gittiğimiz gün okulda çalışan bir işçi parasını alamadığı için çatıya çıkıp intihar girişiminde bulunmuş. İşçi 4 senedir Mektebim Okulu’nda çalıştığını, 4 senedir maaşını alamadığını, bu nedenle sıkıntılar yaşadığını söyleyerek intihar girişiminde bulunuyor. Aşağıda öğrenciler “Atla, atla, atla” diyor. Kapının önünde polisler, ekipler.
Yönetim tepkilerin önünü kesmeye çalışıyor
Palavaroğlu, Mektebim’in servis ücretleri ödeyeceği yönündeki iddiasının ise sadece ailelerin tepkisinin önünü kesmek için olduğunu şu ifadelerle aktarıyor:
Öğretmenlerinin maaşını ödeyemeyen, okulda doğalgazı yakamayan, okulun malzemelerini çalan bir kurum kalkıp velilere “Sizden servis ücreti almayacağız. Çocuklarınızı getirin, burada kayıt yaptırın” diyor. Pursaklar’da oturan bir öğrencinin Batıkent’e servis ücreti en kötü 600 lira. 125 öğrenci var. 75 bin lira gibi bir para. “Bu parayı cebimden ödeyeceğim” diyor. Sen bunu yapacaktın madem, öğretmenlerin maaşını verseydin de okulu kapatmasaydın. Şimdi de velilere kalkmış diyorlar ki “Sizin bölgenizde 15 öğrenci oluşursa servis sağlayacağız, yoksa kendiniz getireceksiniz” diyorlar. Şimdi de bunu yapıyorlar. Ya veli 15 öğrenci bulup kayıt yaptıracağız ya servis parasını ödeyecek ya da kaydını alacak.
“Çocuklarımızın psikolojisi bozuldu”
Okulun kapanması ile birlikte çocuklarının 5 gün kadar evde kaldıklarını belirten Palavaroğlu, “İki çocuğum da sanki çok büyük bir şey yaşamışlardı, psikolojik olarak kötü durumdaydı. Gerçekten de ikisi de bunalıma girdi. Biz de her gün çocuklarımıza bakıp sanki bu sene okula gitmeyeceklermiş gibi düşündük. Çünkü bu bir güç meselesi, para meselesi. Özel okulların fiyatlarını aldıktan sonra iyice gardımız düştü. O konuda biçare kaldık. Sonunda uygun bir okul bulabildik. Batıkent Kampüsü’ne götüren birçok veli durumları olduğu halde çocuklarını o okula göndermek istemediklerini söylüyorlar” dedi.