İstanbul yaklaşık 9000 yıllık tarihi boyunca yalnız Türkiye’nin değil, toprakları üzerinde hüküm süren tüm uygarlıkların önemli cazibe merkezi olmayı başarmış yeryüzündeki ender şehirlerden biridir. Bu yönüyle her dönem bir dünya başkenti kimliğini ve çok kültürlü bir yapıyı içinde barındırmaktadır. Çeşitli dil, din ve ırka mensup toplulukların birlikte yaşamasına imkan sağlayan İstanbul, doğu-batı kültürünün bir araya gelerek uyumlandığı bir coğrafyadır. Nitekim Napolyon Bonapart’ın “Dünya bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu.” sözüyle vurguladığı bu kadim şehrin büyüsü tüm dünyayı etkisi altına almıştır.

İstanbul kendine has özellikleri ile günümüzde de cazibe merkezi olmaya devam ederken, dünyadaki pek çok metropol gibi 21. yüzyılda ortaya çıkan kentleşme sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktan kaçamamıştır. Yoğun ve ısrarlı göçün neden olduğu çarpık kentleşme, çevre kirliliği ve sosyal adaletsizlik, İstanbul’un sorunlarının başında gelmektedir. Esasen bu sorunların temelinde yatan en büyük etkinin aşırı göç kaynaklı stres nedeniyle kent topraklarının rasyonel olmayan kullanımı olduğunu söylemek mümkündür. Zira yapılaşmaya açılan toprakların pek çoğu, kentin iaşesi için gerekli ve verimli tarım topraklarıdır.

TARIM VE HAYVANCILIĞIN GELİŞME MERKEZİ: İSTANBUL

İstanbul öncelikle Türkiye ekonomisinin, kültür ve sanatının, finans dünyasının kalbinin attığı yer olarak bilinmektedir. Bütün bu sektörlerin baş döndürücü ortamında tarımın izine rastlamak pek mümkün olmamakla birlikte, kentin arka planında tarımsal üretimin hala etkili olduğunu görmek mümkündür. Bunun altında yatan temel sebep, yeryüzündeki tüm metropoller gibi İstanbul’un da zengin su kaynakları ve verimli tarım toprakları üzerinde kurulmuş olmasıdır. Elbette ki İstanbul’un sektör sıralamasında tarımın ilk sırada yer aldığını söylemek mümkün değildir. (En azından şimdilik.) Ancak tarımın birleştirici gücünün İstanbul üzerindeki etkilerini görememek, İstanbul’u tanımamakla aynı anlama gelmektedir.

ACİL VE ETKİLİ ÇÖZÜMLERE İHTİYAÇ VAR

COVID-19 pandemisi, kentlerin gıda güvenliğinin sağlanmasında uzun tedarik zincirlerinin kırılganlığını açıkça göstermiştir. Bu nedenle, kentlerin ihtiyacı olan gıdanın yine kent coğrafyasından karşılanması hedefi gün geçtikçe dünya çapında daha fazla gündeme gelmektedir. Ayrıca küresel iklim krizinin yarattığı olumsuz koşullar, insan ve çevre sağlığı üzerindeki baskısını da günden güne arttırmaktadır. Bu baskının hafifletilmesi için kent arazisi içindeki doğal alanların korunmasına yönelik acil ve etkili çözümlere ihtiyaç vardır. İstanbul da yaşanan olumsuzluklardan nasibini fazlasıyla almış bir kent olarak, tarımsal alanlarla ilgili hassasiyetini korumaktadır. Günümüzde ağırlıklı olarak şehrin batı kısmında yoğunlaşan tarım arazilerinin korunması, İstanbul için hem gıda güvencesi, hem de çevre sağlığı anlamına gelmektedir.

TÜRKİYE’NİN ÜRETİM VE TİCARETİNİN 1/3’ÜNÜ TEK BAŞINA İSTANBUL KARŞILIYOR

Türkiye geneline bakıldığında yüzölçümü açısından görece küçük bir şehir olan İstanbul, Türkiye Gayri Safi Yurtiçi Hasılasından (GSYH) %30 civarında pay almaktadır. Aynı şekilde ülkede üretilen rüm ürünlerin de en büyük yerli pazarı olarak ülkenin geneli ile yoğun bir ekonomik etkileşim içerisindedir. Bu şartlarda, sürdürülebilir kentlerin en önemli kriterlerinden biri olan kendi kendine yeterliliğin sağlanması İstanbul için oldukça zor olmasına rağmen, alınacak tedbir ve uygulanacak politikalarla geliştirilmeye ihtiyaç duymaktadır. İstanbul’un tarımsal alanlarının korunması ve hatta yeni tarım alanları açılması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bunların yanında su kaynaklarının kontrolü ve su kullanımının denetlenmesi de son derece önemlidir. Esasen küresel çapta kendine yetecek kadar gıda üretebilen bir metropolün varlığından söz etmemiz mümkün değildir. Ancak İstanbul’un güçlü bir tarım politikası ve akılcı bir kent planlaması ile kendi ihtiyacını büyük oranda sağlayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

RAKAMLARLA İSTANBUL’UN TARIMSAL POTANSİYELİ

TÜİK verilerine göre İstanbul’da tarımsal üretim her yıl artan bir seyir izlemektedir. Yine TÜİK verilerine göre hazırlanan iki diyagramda, 2009 yılından 2020 yılına kadar olan süreçte işlenen tarım alanları ve istihdam edilen çalışan sayısına bakarak açıkça söyleyebiliriz ki, göreve geldiğimiz 2009 yılından itibaren İstanbul’un tarım potansiyelinin öncelikle korunması, daha sonra geliştirilmesi ile ilgili çalışmalarımızın etkili olduğunu görmek bizi son derece memnun etmiştir.

Herhangi bir sektörün gelişiminin belirgin göstergesi olan istihdam oranlarına da bakacak olursak, aynı şekilde artan bir seyir izlediğini söyleyebiliriz. Tarımsal alanda çalışan sayısındaki artış, bölge çiftçisinin geçimini tarımdan sağlama eğiliminde olduğunu göstermektedir. Bu da, İstanbul’un tarımsal alanlarının korunması açısından son derece sevindirici bir durumdur.

Açıkça görülen istihdam artışı, bir sektör olarak tarımın İstanbul’da yükselişte olduğunu göstermektedir. Bu durumun mutlaka çok çeşitli sosyo-ekonomik nedenleri vardır. Ancak tarımsal üretim ile ilgili farkındalık çalışmalarımızın işgücü üzerindeki etkisi açıkça görülmektedir. Zira şartları yaratanın toplumsal algı ve bakış açısının yansıması olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmak, meseleyi doğru ele almak açısından önemlidir.

Şunlar da hoşunuza gidebilir

VOLEYBOL ANTRENÖRÜ ÇOCUK TACİZİNDEN TUTUKLANDI!

Silivri Çağrıbey Voleybol Spor Kulübü antrenörü Umut Tilev hakkında takımdaki küçük yaşta…

ÇAYIRDERE MUHTARI HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK

Çayırdere Mahallesi Muhtarı Doğan Bilgiç hakkında yapılan Kaymakamlık ön incelemesi sonucu, zimmete…

SON DAKİKA! TAPUYA POLİS OPERASYONU! (GÜNCELLENDİ)

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan “rüşvet” soruşturması kapsamında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla…

OKUL MÜDÜRÜNDEN EVLİ KADINA TUZAK

Silivri 75. Yıl Cumhuriyet İlkokulu Müdürü İsmail Güzel’in evli bir kadın veliye…

BAŞKAN YARDIMCISI HAKKINDA ŞOK İDDİA

Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Solak’ın ailesine ait binada yapılan çıkmanın yasadışı…

VOLKAN YILMAZ’IN MAFYA BAĞLANTILARI

Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, adı son olarak Ece Erken’in eşinin öldürülmesi…

SİLİVRİ HALK EĞİTİM MÜDÜRÜ 15 YAŞINDA ÇOCUĞA TACİZDEN YARGILANIYOR.

İstanbul’da şu an 17 yaşında olan A.S.’nin 8 yaşından 15 yaşına kadar…

VOLKAN YILMAZ’A ANKET ŞOKU

Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’ın yaptırdığı memnuniyet anketinden hüsran çıktı. Silivri Belediye…

CENAZE EVİNDE EĞLENCE DÜZENLEDİLER

Ortaköy Mahallesi’nde 20 yaşında gencecik bir fidanın toprağa verildiği gün, Silivri Belediyesi…