"Enter"a basıp içeriğe geçin

UMUT TİLEV OLAYI

Cinsel taciz haberleri gazeteciler için en zorlu konuların başında gelir. Çünkü işin içinde tecavüz, yani boğuşma, zorlama, vücut sıvısı vs. maddi kanıtlar yoksa, sadece sözlü ya da dokunma, dokunmaya çalışma, öpmeye çalışma vb. şeklinde bir taciz veya taciz girişimi varsa, çoğu zaman olay mağdurun iddiasından ibarettir. Burada gazeteci adeta iki ucu b*klu bir değnek tutmaktadır. Mağdurun iddiasını kamera, ses kaydı veya mesajlaşma ya da olaya şahit olan bir kişi ile ispat imkanı yoksa, iftira atıyor olabileceği, bilinmeyen bir sebeple komplo kurulmuş olabileceği ihtimali her zaman vardır ve gazeteci itibar suikastine maşa olmakla, gerçek bir cinsel tacizi örtbas edip suçluyu kayırmak arasında kalır.

Gazeteciler hakim ya da savcı değildir. Ortada yasal mercilere intikal etmiş bir “iddia” varsa, iddiayı, şüpheliyi kesin suçlu ilan etmeden ve mümkün mertebe ifşa etmeden haberleştirmek zorundadır. Bu iddiaya dair kanıtları, delilleri, şahitleri vs. değerlendirerek kararı verecek olan adli kurumlardır.

Umut Tilev olayını ilk duyduğumda, kendisini şahsen tanıdığım için afalladım. Zira kendi kızlarım da iki sene kadar önce Umut Tilev’in öğrencisiydiler ve birlikte şehir dışında kampa dahi gitmişlerdi. Ayrıca kızlarımın arkadaşları olan birçok kız çocuğu daha yine Tilev’in öğrencileri idi. Daha önce böyle bir iddia ne duymuş, ne de Umut Hoca ile ikili iletişimimizde böyle bir hisse kapılmıştım. Dolayısıyla olay daha adliyeye intikal etmeden, yani Umut Tilev gözaltına alınmadan önce, kendi kişisel görüşümü ve komplo olabileceği ihtimalini de belirterek, mümkün mertebe itidalli davrandım. Ancak, yukarıda da dediğim gibi, gazetecinin elindeki iki ucu b*klu değnek, bir yandan itibar suikasti yapmamak ama bir yandan da meydana gelen bir suçu örtbas etmemektir.

Ses kaydını bu yüzden yayımladım. Söz konusu ses kaydının kendisi bir suçtu ve (habersiz kaydedildiği için) hukuken bir delil değildi. Benim bu ses kaydını yayımlamam da suçtu. Ancak iddiaya dair tek somut delil bu ses kaydıydı. Bu nedenle hem olayı aydınlatmak, hem kamuoyunu bilgilendirmek için bu suçu işlemeyi göze aldım. Ses kaydında Umut Tilev açıkça “bir daha yapmayacağım, büyüklük sende kalsın, bir anlık bir olaydı, özür dilerim, kapatalım bu konuyu, bir daha olmayacak…” şeklinde ifadeler kullanıyor. Hayatın olağan akışına göre bir öğretmen, bir kız öğrencisine bu şekilde bir konuyu kapatması için açıkça yalvarıyorsa ortada ya taciz durumu vardır, ya da dayak. Kız çocuğu tacize uğradığını iddia ediyorsa, bu yalvarma ve özürler, bu taciz iddiasının kanıtıydı.

Bizler gazeteci olarak görevimizi yaptık, konuyu başından sonuna kadar takip ettik, halkı bilgilendirdik, bir suçun örtbas edilme ihtimaline engel olduk. Çalıştığım uluslararası medya kuruluşlarının cinsel taciz ve tecavüz olaylarına karşı mesleki kuralları, taciz ve tecavüz kurbanlarının travmalarına karşı hassas olmayı ve konuyu sürekli gündemde tutarak travmalarını tetiklememeyi tavsiye eder. Bu tavsiyeye uyarak, Umut Tilev olayını, ikinci bir yasal gelişmeye (tahliye, mahkemenin sonucu vb.) kadar kapatacağım.

ANCAK, Silivri’deki velilere, özellikle de kız çocuğu ebeveynlerine, bundan sonra iki kat daha dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum. Maalesef, dünyanın kötü zamanlarındayız.

Total
0
Share