Büyük İstanbul Depremi 1999’dan beri bekleniyor. Bütün aklıbaşında bilim adamları, depremin eli kulağında olduğunu söylüyor. İstanbul’un nüfusu ve yapı stoğu malum. Böyle bir felaket yaşandığında, yüzbinlerce insanın öleceği, milyonlarcasının evsiz kalacağı bir gerçek. Biz de Silivri’nin Sesi olarak Kahramanmaraş Depremi’nden bu yana yaklaşan tehlikeye ve Silivri’ye dikkat çekmeye çalışıyoruz.
Silivri’yi geçmişte ve şimdi yöneten isimlere çağrı çıkardık. Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Mimar Silivri Belediye Meclis Üyesi Mustafa Çolakoğlu, eski Silivri Belediye Başkanı İnşaat Mühendisi Hüseyin Turan, eski Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Mimar Metin Karakaş “gelin Silivri halkının karşısında depremi ve Silivri’yi konuşalım” çağrımıza cevap bile vermediler.
Eski Silivri Belediye Başkanları Selami Değirmenci ve Özcan Işıklar, Eski Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Harita Mühendisi Mehmet Has ve mevcut Silivri Belediye Meclis Üyesi Harita Mühendisi Süheyl Kırkıcı ise çağrımızı kabul ederek konuğumuz oldu. Youtube Silivri’nin Sesi TV kanalından izleyebilirsiniz.
Dün Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz Silivri ve Deprem konulu bir etkinlik düzenledi. Bu yazıyı yazmak için etkinliğin basın bültenlerini okumayı bekledim. Etkinlikte ne bir yer bilimci, ne bir teknik bilirkişi vardı. Ne Silivri’yi geçmişte ve şimdi yöneten mimarlar, inşaat mühendisleri, jeoloji mühendisleri söz almadı. Kahramanmaraş Depremi’nde Silivri Belediyesi’nin Hatay’daki MHP’li belediyelerin yönettiği ilçelere ne gibi yardımlar yaptığı ile başlanıp, “Silivri için de bir heyet kuralım” önerisiyle biten, elle tutulur hiçbir kararın, önlemin, planın konuşulmadığı bir toplantı olmuş.
“Heyet kuralım” ın bürokratik ve belediyecilikteki tercümesi şudur: “İpini koparan gelsin, 10-15 toplantı yapıp çay içip poz verelim, boy boy paylaşalım, bir şey yapmadan dağılalım.”
Kahramanmaraş Depremi’nin de verdiği tecrübeler bize gösterdi ki, bürokrasi ve laf salatası can kurtarmıyor. ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER var:
- Silivri’de yazın standart cuma-pazar günlerine bile hem İstanbul, hem de Tekirdağ istikametleri trafik açısından felç olur. Deprem anında, iki yöne de ulaşmaya çalışanların, kaçmaya çalışanların yaratacağı kaosla Silivri’ye bu iki yönden giriş-çıkışlar en azından en kritik ilk gün, ilk saatlerde felç olacaktır. Yani dışarıdan, İstanbul merkezinden ve Trakya’dan gelecek herhangi bir yardıma bel bağlanmaması lazım. Alınacak bütün önlemler kendi göbeğimizi kesme üzerine olmalı.
- Silivri’nin bir doğu (Selimpaşa-Ortaköy-Kavaklı), bir batı (Değirmenköy-Çanta-Gümüşyaka) bir de kuzey (köyler) aksında, denizden uzak (tsunami tehlikesi oluşabilir) en az üç alanında şimdiden DEPREM ÇADIRKENT VE TOPLANMA ALANI ilan edilmeli, bu alanlar tel örgüyle çevrelenmeli, içine elektrik, su ve kanalizasyon altyapısı hazırlanmalı.
- Bu çadırkent ve toplanma alanlarına şimdiden a) Yeteri kadar çadır ve battaniye vb. b) Mutfak, revir, idari bina, depo vb. amaçlı konteyner c) Portatif tuvalet ve duş d) İlk yardım malzemesi e) İçme suyu f) Yiyecek ve yaşam malzemesi depolanmalı.
- Kahramanmaraş Depremleri’nde gördüğümüz üzere içme suyu kadar kullanma suyu da çok önemli, bu yüzden bu çadırkent ve toplanma alanları tercihen ilçemizdeki göletlere yakın olmalı.
- İş makineleri ve kurtarma araç gereçleri oluşacak trafik kaosundan bağımsız ve şehir merkezinin riskli bölümlerine (maalesef sahil bandı ve konutlar bölgesi) daha yakın bekletilmeli.
- Doğumuzdaki milyonluk ilçelerden (Esenyurt, Beylikdüzü vb.) bize haftalarca yardım ve malzeme sırası gelmeyeceği için gerekirse seferberlik hali ilan edilmeye hazır olunmalı.
- Silivri Devlet Hastanesi dere yatağına inşa edildiği için (Hüseyin Turan aksini iddia etse de) depremde çok riskli bir durumda olacağı için, geniş çaplı bir sahra hastanesi kurulabilecek bir alan belirlenmeli ve bunun için lojistik (çadırlar, konteynerler) hazırlık şimdiden yapılmalı.
- Bu kararları uygulayacak olan merci kayıtsız şartsız Silivri Belediyesi’dir, “kurul kuralım, heyet oluşturalım” diye vakit kaybedilmemeli.